Uluslararası Enerji Ajansı’na göre küresel enerji verimliliği yatırımları 2025’te yaklaşık 800 milyar dolara çıkabilir. Ancak yatırımların üçte ikisi Çin, ABD ve AB’de yoğunlaşıyor. Küresel birincil enerji yoğunluğu iyileşmesinin de 2024’teki yaklaşık %1 seviyesinden 2025’te %1,8’e yükselmesi bekleniyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 61 ülke, bölge ve ekonomiden derlenen enerji son kullanım verileriyle oluşturulan “Enerji Son Kullanım ve Verimlilik Göstergeleri” veri tabanının güncel sonuçlarını paylaştı. Konut, hizmetler, sanayi ve ulaşım sektörlerinde enerji tüketimi, emisyonlar ve verimlilik göstergelerini içeren veriler, küresel ölçekte verimlilik alanındaki ilerlemenin hızlandığına işaret ediyor.
IEA’nın değerlendirmesine göre, 2024’te yaklaşık %1 düzeyinde gerçekleşen küresel birincil enerji yoğunluğu iyileşmesinin 2025’te %1,8’e yükselmesi öngörülüyor. Bu artış, 2019 sonrası dönemin ortalama performansının üzerine çıkılması anlamına geliyor.
Yatırımlar tarafında da yükseliş bekleniyor. 2025’te enerji verimliliği yatırımlarının bir önceki yıla göre %6 artarak yaklaşık 800 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Buna karşın, yatırımların dağılımında belirgin bir coğrafi yoğunlaşma dikkat çekiyor: Küresel yatırımların yaklaşık üçte ikisi Çin, ABD ve Avrupa Birliği’nde gerçekleşiyor.
Bina soğutma en hızlı büyüyen alan
Gelişen ekonomilerde yaşam standartlarının yükselmesiyle klima kullanımının artması, binalardaki enerji tüketiminde soğutmayı en hızlı büyüyen son kullanım alanına dönüştürüyor. Verilere göre 2000 yılından bu yana binalarda soğutmaya bağlı enerji kullanımı yıllık %4’ün üzerinde artış gösteriyor.
Asya ilerlemenin ana itici gücü
Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerdeki verimlilik kazanımlarının, 2019 sonrası ortalamaların üzerinde seyrettiği belirtiliyor. Bu ülkelerin, küresel verimlilik ilerlemesinde ana itici güçlerden biri haline geldiği vurgulanıyor.
Emisyon düşüşünde verimlilik etkisi
IEA’nın paylaştığı değerlendirmede, 2010’dan bu yana verimlilik iyileşmeleri sayesinde küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %20 daha düşük gerçekleştiği kaydedildi. Verimliliğin, önümüzdeki dönemde emisyon azaltımında temel alanlardan biri olmaya devam edeceği ifade edildi.
